Sinirliyim

Aslında bu yazıyı dün gece, saat 4-5 gibi yazacaktım. Ancak o anda yazsaydım, muhtemelen aşırı küfürden dolayı telekominasyon iletişim başkanlığı, toptan blogger'ı kapatırdı.

İşin abartısı bi yana, gerçekten çok sinirliyim. İnsanların, sırf gösteriş uğruna; garibanı, güçsüzü ezmesi kabullenilemeyecek bir durum.

Neden bahsettiğimi açıklayayım.

Dün, çoğu zaman olduğu gibi gece dışarıdan gelen sesler arttı.

Kavga olduğunu anladım. Alışığım zaten. Barlar sokağından, 222'den çıkan buradaki çorbacıda gelip çorba içer.. Biri birine yan bakar ve hooop kavga....

Hemen camdan baktım, yanılıyor muyum yoksa gerçekten kavga var mı diye.

Gerçekten kavga varmış, ama gördüklerim, görmek istemeyeceğim şeylerdi aynı zamanda.

Barlar sokağının efsane ismi Şarapçı Recep Abi'ye saldırıyordu bir adam.

Şarapçı Recep Abiyi şu yazımda anlatmıştım: Yalan varsa ölümde vardır.

Her kavga gördüğümde olduğu gibi cep telefonumdan 155'i tuşladım. İhbarda bulundum ve olay yerine hep geç gelen eskişehir polisinin kaç dakika içerisinde olay yerine geleceğini hesaplamaya başladım. Gerçi zaten karakol 100 metre ileride, hemen gelirlerdi, değil mi?

Bu arada 1.90'lık iri yarı dev gibi bir adam, şarapçı recep abi'yi dövüyordu. Bir ara ayırdılar. Recep Abi biraz uzaklaştıktan sonra tekrar bağırdı: "SE-Vİ-YO-RUM!"

Ve o orospu çocuğu (bir insanın orospu çocuğu olması için annesinin orospu olması gerekmez.) koşup, recep abiye, recep abi'nin arkası dönükken yumruk attı. Recep Abi anında yere yığıldı...

Recep Abi yerde baygın halde dururken bir kaç tane daha vurdu. Recep Abi'nin kafası asfalta her çarpışında, bin kez öldüm sanki..

Kahraman Eskişehir polisi 100 metrelik mesafeyi polis otosuyla 3 dakikada alabilmişti. Hesaplıyorum: 100 metreyi 180 saniyede alırsa, saniyede 0.55 metre almış. Evet, bu durumda polisin emekleyerek geldiğini söyleyebiliriz. Hadi ama dostum, polis arabasıyla, bi bebekten daha hızlı gelemez miydiniz?

Recep Abi yerden kalktı. Bisikletine bindi ve üzgün bir şekilde yoluna gitti. Poliste o iri yarı osopu çocuğunun kimliğini sorgulatıp adamı serbest bıraktı.

Bu olaydan yaklaşık 1 saat sonra aşağı indim. Kavganın sebebi ne diye sordum, çorbacıdakilere.
Sebep şuymuş: "Recep abi'nin Seviyorum diye bağırmasından rahatsız olmuş."

Ee yok artık. Bari oldu olcak, "niye hapşurdun" yada "niye gözünün üstünde kaş var" falan diye dövseydiniz adamı.

Çorbacıda çorbamı içtikten sonra kalktım, eve gidicektim artık. Birden herkes koşuşturmaya başladı. Yeni bir kavga daha, aynı gece içinde, aynı mekanda. Siyah bir transporter'ın camlarını indiriyordu çorbacının çalışanları...

Bu çorbacı kapatılacak, ama önce birinin ölmesini bekliyorlar sanırım. Belki de o yüzden polis geç geliyor, o yüzden bir garibanın tekme tokat dövülmesine göz yumuyorlar...

Bu arada bende 155'tekilerle kanka oldum sayılır. Her gece araya araya... Çok sıkıcı oldu artık bu durum...

Yorumlar

Yorum Gönder