Dün arkadaşımla dışarıya çıktık. Biraz dolaştık falan, 2-3 gün sonra ÖSS'ye gireceği için fazla vakitte kaybetmek istemiyoruz zaten. Oturduk bi parka. Konuşuyoruz falan...
Sonra dedik hadi kola alalım. Gittik markete, depozitolu kolalardan varmış. Hadi dedik bunlardan alalım, nasıl olsa şişeyi götürürüz, depozitosunu alırız. (Depozitosu neyse artık 25 ykr falandır diye tahmin yürütüyorum içimden).
Sonra parka geri gittik ve kolayı yavaş yavaş içtik. Kola bitince gidip depozitosunu alalım bari ziyan olmasın dedik ve markete doğru yola çıktık. Markete vardık ve şişeyi uzattık. Adamın o kolalardan fazla satmadığını, şişeyi uzattığımızdaki anlamsız surat ifadesinden anladık zaten. Depozito ücreti olarak ne vereceğini bilmiyordu. Üzerinde yazıyordur nasılsa diye üzerini okumaya başladı ve boşu getir doluyu götür sembolünü gördü. Diyalog aynen şöyle:
- Boşu getir doluyu götür yazıyor.
- Direk dolu şişeyi götürelim mi abi? :D (pis pis sırıtıyoruz tabi, adamın şaka yaptığını zannediyoruz.)
- İyi götürün madem.
- Hönk? (şaşkın bi halde adam ciddi mi diye suratına bakıyoruz)
- Öyle yazıyor alın o zaman kolayı.
- Tamam abi nasıl istersen (Yine pis pis sırıtıyoruz.) Yalnız abi deminki plastik bardakları attık yenilerini alalım biz, 2 bardak.
- Tamam ikiyüz bin. (bardakları uzattı, bende 25 ykr uzattım. Adam para üstü olarak 5 ykr vermeyi unuttu.)
Ve yüzsüzlüğün son sınırına ulaştığımı farkederek şunu söyledim.
- Abi 5 kuruş kaldı, vermicen mi?
Sonra kahkahalarla marketten çıktık. Tabi 5 kuruşu orada bıkratım mecburen.
Daha sonra aynı bakkaldan tek bi şişeyle farklı kişiler yollayarak bi kaç kola daha aldık. Uyanana kadar... :))
Sonra dedik hadi kola alalım. Gittik markete, depozitolu kolalardan varmış. Hadi dedik bunlardan alalım, nasıl olsa şişeyi götürürüz, depozitosunu alırız. (Depozitosu neyse artık 25 ykr falandır diye tahmin yürütüyorum içimden).
Sonra parka geri gittik ve kolayı yavaş yavaş içtik. Kola bitince gidip depozitosunu alalım bari ziyan olmasın dedik ve markete doğru yola çıktık. Markete vardık ve şişeyi uzattık. Adamın o kolalardan fazla satmadığını, şişeyi uzattığımızdaki anlamsız surat ifadesinden anladık zaten. Depozito ücreti olarak ne vereceğini bilmiyordu. Üzerinde yazıyordur nasılsa diye üzerini okumaya başladı ve boşu getir doluyu götür sembolünü gördü. Diyalog aynen şöyle:
- Boşu getir doluyu götür yazıyor.
- Direk dolu şişeyi götürelim mi abi? :D (pis pis sırıtıyoruz tabi, adamın şaka yaptığını zannediyoruz.)
- İyi götürün madem.
- Hönk? (şaşkın bi halde adam ciddi mi diye suratına bakıyoruz)
- Öyle yazıyor alın o zaman kolayı.
- Tamam abi nasıl istersen (Yine pis pis sırıtıyoruz.) Yalnız abi deminki plastik bardakları attık yenilerini alalım biz, 2 bardak.
- Tamam ikiyüz bin. (bardakları uzattı, bende 25 ykr uzattım. Adam para üstü olarak 5 ykr vermeyi unuttu.)
Ve yüzsüzlüğün son sınırına ulaştığımı farkederek şunu söyledim.
- Abi 5 kuruş kaldı, vermicen mi?
Sonra kahkahalarla marketten çıktık. Tabi 5 kuruşu orada bıkratım mecburen.
Daha sonra aynı bakkaldan tek bi şişeyle farklı kişiler yollayarak bi kaç kola daha aldık. Uyanana kadar... :))
Yorumlar
Yorum Gönder